Ama bizi fikirlerin içinde rahatça yer değiştirebildiği konforlu bir zemin olarak düşünebilirsiniz.

Başkalarınca denenmiş yahut kullanılsın bitsin diye hazırlanmış fikirleri değil, dönüp zevkle tekrar bakılan,

kendine özgü işleri yaratmayı sevenleriz.

Sokakta yürürken iki kere baktığınız minik bir vitrin olmayı, hiç bakmadığınız kocaman bir AVM olmaya yeğleriz.

Görmedikleriniz aslında yok değiller! Çünkü hayaller, gerçekleşmek için doğru renkleri ve doğru sesleri bekler.

Çünkü hayaller oyunlara göbekten bağlıdır. Kahkaha önemlidir, çünkü gülmeden üretilen şeyler yükseğe zıplayamaz.

Oyunları bilmeyenler hayallerden de anlamaz.

Biz tam da tüm bu oyunlardan size doğru geliyoruz.

Masamızdaki tüm hikâyeleri bugünle birleştirdik.

Dünyanın her yerine bir masal bıraktık. Şimdi yenilerini, daha heyecanlılarını yazıyoruz.

Anlatacak şey çok ama kapatıp, hemen harekete geçmemiz lazım.

Kafamızdakileri anlatmak, anlattıklarımızı yaratmak için harika bir gün!

Hadi gelin.

Geç, hiçten iyidir.

Lörn; sizinle birlikte şekil alır, fikirlerinizi dinler, dinlediklerini yeniden fikirleştirip size anlatır.

Mecra nedir diye düşünmeden en iyi formu düşünür, tasarlar ve size sunar.

Minimalliğe inanır, çok makyaj gerçekliği bozar. Her şey en anlaşılır haliyle kusursuzdur.

Lörn kusursuz çizgiler ve renkler yaratır.

Tıpkı uzayda tamamen özgür bir form gibi, sizinle birlikte, uygun adım ilerler ve sizin formunuzu alır.

Lörn etkileşimi önemser, bunu maksimize edecek kreatifleri yaratır, geliştirir, ilerletir.

Lörn durmadan ilerlemelidir.

Bu sebeple "think tank" odasında sürekli fikirler geliştirir, projeler tasarlar (bazen de uyuyakalır, kabul) "en iyi"nizi ortaya çıkarmak ister.

En iyi fikirlerle, en iyi uygulamalarla, mecralara özel geliştirilen fikirlerle sizi sürekli beslemek ve sürekli "yeni" hissettirmek tutkusudur.

Yani, LÖRN hikâyenizi alır, merkezine koyar ve çok sever; ama asıl kalbini çarptıran size yepyeni hikâyeler yazmaktır.

Çünkü yaratabilmenin gerçek gücü, zihnin uykuda bile duramayan bu hikâye tutkusundan gelir.

Gerçeğe en yakın olduğumuz anda rüyamızdan uyanırız.

Bizce tam oradasınız!